28 Haziran 2015 Pazar

Hiç usanmadan..

Neresinden baksam güzel şeyler görmeyi başardım hayatta. Sadece sanki bu aralar, "hadi koçum, bakalım sıradaki parkur da ne halt edeceksin" dercesine sırtıma vurup, survivor parkurlarının pabucunu dama attıracak bir döneme yolladılar beni. Ayılıp bayılıp vazgeçmeler inanan insanlara göre değil, hala şükredecek o kadar şey görüyorken kendimi korkularım arasında telef etmek istemedim. Hani insanların korkuları tamamen kafalarında derler ya... Ben de baktım kafamda tedirginlik, üzgünlük, korku dolu kocaman bir havuz var, parmak ucunda yürüdüm kıyısından ve uzaklaştım gerçekliğimden. Zaten ne zaman başım sıkışsa aynı şeyi yapıp, "hadi bana eyvallah" diyebilecek kadar cesur ya da aptal olabiliyorum. Cesur ya da aptal olduğumu ancak zamanın göstereceğini de bildiğimden şimdi tasalanmanın hiç bir faydası yok. 

Yine parmak ucumda gerçeklikten sıyrılmışken ve evde beni kendime getirecek kağıt parçalarıyla buluşmuşken gözüme pasaportum ilişti. 10 yıllık Amerika vizem, iş seyahati için daha yeni alınmış bir yıllık schengenim sanki öylece beni bekliyorlar. En büyük korkum da onları ziyan etmek. İtiraf etmeliyim, olduğu yerlere hiç sığamayan biri olarak çekip gitmeler, yollarda kaybolmalar hep kalbimde. Hayat arkadaşıyla varını yoğunu satıp yollara düşen insanlara bir tek ben özenmiyorumdur herhalde.. Düşünsenize bir.. Koskoca dünya sadece bir süreliğine olsa da eviniz..  

Şu sıralar ailemin bana hiç olmadığı kadar ihtiyacı olduğunu bildiğimden, dünkü karşılaşmadan sonra kalbimi parçalayarak pasaportumu çekmeceye koyup kalbimdeki gitme arzusunu susturabilirdim. Yapamadım.. Hayat bize verilen bir hediye ise, bir şeylerden korkmak sanırım bu hediyeyi ziyan etmekten başka bir şey değil.. Ben de pasaportumu en görünen yere koyup, şimdi olmasa da ileride bir gün gideceğim güne minicik heyecanlar katıp, kendime aldığım ufacık bir hediyeyle o güne bir hazırlık daha yaptım. Gittim kendime hemen komşumuz olan LC Waikiki’den beyaz keten bir ayakkabı aldım. Planım şu.. Bir gün o büyük seyahate çıktığımda bu ayakkabı ayağımda olacak ve adım attığım her yerin ismini, gördüğüm en güzel şeyleri elimden geldiğince üzerine çizeceğim ve benim için o günleri anımsatan harika bir anı yaratacağım.. Bu güne kadar kendime çok az söz verdim ve hepsini itinayla tuttum. Bu da kendime bir sözüm olsun.. Siz de şahitlerim.. Bu ayakkabı da pasaportum gibi odanın en görünen yerinde. O seyahate kadar bu ayakkabıyı asla giymeyeceğime dair verdiğim söz de aklımın bir köşesinde..





Can-ı gönülden neye inanıyorum biliyor musunuz? İnsan ancak ilk kez gittiği yerlerde, yeni tanıştığı insanların arasında kendini tanıyabiliyor. Sınırları olmadığını anladığında daha cesur oluyor. Bu tip yolculuklar dünyanın ne kadar büyük olduğunu, kendi gibi insanların ne kadar çok olduğunu gösteriyor size. Sakın yanlış anlamayın.. Bu sizi, ya da yaşadığınız yeri küçültmüyor, basitleştirmiyor. Aksine sizi özgürleştiriyor. Sizi en çok da içinizdeki “şimdi s*çtın” diyen sesten kurtarıyor. "Bak bu kadar insan neler yaşamış, yaşıyorlar.. Hayat devam ediyor" dedirtiyor..  


İşte bu yüzden gitmeler benim için kendime verebileceğim en güzel hediye.. O günlerden, yapacağım sayısız yolculuktan vazgeçeceğime, o günlere kendimi hazırlamak bana daha anlamlı geliyor. "Amaann nerede" deyip tembellik edeceğime, "evet bir gün kesinlikle yapacağım" demek çok daha cesur bir hareket gibi geliyor bana.


Geçenlerde eski yazılarıma bakıyordum. Hep yanımda olan kumral dalgalı saçlı adam için yazdığım yazıyı okuyup iyi ki yazıyorum dedim kendi kendime. İyi ki onu hiç utanmadan buraya yazıp, kendime çok güzel bir anı, yanımdan asla ayrılmayan bir adam yaratmışım... Mesela şimdi böyle bir seyahate çıksam, onu da yanıma alıp, en güzel koylarda onunla yüzer, tarihin en güzel miraslarına birlikte dokunur, yeni tatları birlikte tadar ama en önemlisi en güzel günlerin batışını büyük bir umutla birlikte, sarmaş dolaş izleriz..

Bazı şeylerin düşüncesi bile kalbinizi sıcacık yapar ya, işte bu yazıyla benim amacım da o.. Hem kendi kalbimi hem de sizin kalbinizi sıcacık yapabilmek..

İyi ki varsınız ve hayallerimin bir parçasısınız.. Şimdi hayallerin gerçek olacağı günleri birlikte bekleyip, hiç usanmadan yaşama zamanı.. 


Sevgiler, 
Buket  

18 yorum:

  1. =) hayatı, kitap kahramanı gibi yaşayabilen insanlara bayılıyorum.

    YanıtlaSil
  2. Unutmadan... bir gün Zürih'e de git mutlaka =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatı kitap kahramanı gibi yaşan insan sanırım ömrüm boyunca duyduğum en güzel iltifat.. :)) Bence bi gün hep beraber gitmeliyiz. Düşünsene, birbirini tanımayan ama bir sürü ortak yönü olan insanlar hava alanında toplanıp kendilerini bir maceraya atıyorlar. Mis :))

      Sil
    2. Yaaa... :)) Gördüğün gibi ayakkabım bozuk paralarım, pasaportum tamam. Annemi iyileştiriyim, şu havalanında ol diyin yeter.. ;)) Ne kadar güzel olur aslında.

      Sil
    3. my dream?To travel the WORLD.Ben de variiiiiiiiiiimmmm

      Sil
  3. Öncelikle fotoğraflara bayıldığımı söyleyeyim. Çünkü; ilk önce onlara baktım kıh kıh kıh..

    Bugün okuduğum kitapta çok güzel bir cümle vardı ve çok etkilendim. Cümleyi tam ve doğru yazmak için kalktım odadan kitabı aldım geldim koltuğa kuruldum yine. Diyor ki;

    "En küçük eylemler, en cesur niyetlerden daima daha iyidir."

    Senin bembeyaz çok şirin ayakkabılar alman, Let's Go kumbaran, pasaportunu her gun görebileceğin bir yere koyman harika eylemler.. Seyahat sonrası ayakkabının anı olarak kalması çok şahane bir fikir bu arada :)

    Kalpten ve enerji ile istenen, yapılan her şeyin gücüne çok çok inanıyorum ve sen bu seyahate çıktığında ben senden ne istesem diye düşünmeye başladım şimdiden :DD

    Bu arada sana bir telefon kadar yakınım. Sadece sevinçlerimizi değil, sıkıntılarımızı, üzüntülerimizi de paylaşmak için burdayım. Muaaaahhh ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen onu bırak da ne zaman geliceksin bana onu söyle Özleemm.. Bak sana aldığım hediyeleri paketliyeli resmen aylar oldu. İçinde neler olduğunu unuttum yahu.. Gel artık, konuşcak, dertleeşcek çok şey var..

      Sil
    2. Şu an en yakın ihtimal bayramda görünüyor kuzum çok biriktirdik, hepsini konuşacağız geldiğimde. ;)

      Sil
    3. Bayramda da biz yokuz işte :( Pef :(

      Sil
  4. Yoktur aynı hayali kurmayan bence ama en ufak bir harekete geçme gösteren az kişi var. :D ayakkabım parçalana kadar dolaşmak sadece bir küçük çantayla gezmek çok istedim ama yapmak için hiç çaba yok. Ama sende kocaman bir umut ışığı gördüm. Mesela fotoğraftaki para biriktirme olayı bende hiç olmaz. sen atımış ve harcamamayı başarmışsın.
    Ailenin sana ihtiyacının olmadığını anladığın ilk dakika hayallerini gerçekleştir. Benim içinde o ayakkabı parçalana kadar geri dönme :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer yapmak için çaba yoksa şöyle düşünmek lazım, demek ki yaşadığın hayatta seni mutlu eden şey çok, gitmeye ihtiyacın yok.. Ne mutlu sana :))
      Söz bir gün bu yola çıktığımda beyaz ayakkabımın altına ismini yazıcam.. Darısı senin başına diye ;)))

      Sil
    2. Ne yaptın ? Uzaklaşmak için sorunları halledebildin mi? Var mı yakın zamanda yolculuk?

      Sil
    3. Yakın zamanda minicik bir Akçakoca var.. Ama onun dışında hayallere daha var sanki. Hoş belli de olmaz.. ;))

      Sil
  5. Benzer hayaller herkesin zihninde ki beyaz perdeyi süslüyor fakat çoğu insan tüm bunların birer 'hayal' olduğunu da baştan kabul ettiği için hiçbir çaba sarf etmeye gerek duymuyor. Oysa kalksa oturduğu yerden, 'yapacağım' dese, bir adım atsa... Atmıyorlar. Gerçekleşme ihtimali için çaba gösterilmesi gereken iyi şeylere hayal denir yerine gerçek olması muhtemel olmayan şeylere hayal deniri benimsiyor onlar... Bu yüzden kaybediyorlar.

    Ama gördüm ki sen inanmışsın, kalkmışsın, adım atmışsın ve yapacağım diyorsun...

    Yapacaksın.

    Sen bu hayalini gerçekleştirip buraya yeni şeyler yazdığında gelip altına ukalalık olsun diye 'ben demiştim' diyeceğim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve ben de ilk kez bir "ben demiştim"e kısık gözlerle bakıp kızmayacağım :))

      Tarifsiz bir duygu aslında bu.. Seninle aynı hayalleri paylaşan insanların olması.. Ya da seni hiç tanımasa da "yapacaksın" demesi.. Bu bloğun bana en büyük kıyağı bu oldu.. Yüz yüze geldiklerime bahsettiğimde "yav bırah" diye alaya alacağı şeyleri, hiç tanımadıklarımla paylaştığımda sırtımda "hadi koçum yaparsın sen" diye vurduklarını hissedebiliyorum..
      Ne diyim..
      Çok teşekkür ederim Erdi.. :))

      Sil
  6. Ne kadar tatlı bir fikir bu ayakkabı fikri attım hafızaya :) her yolculuk insanın kendini tanıması için kesinlikle en iyi firsat neresi olursa olsun tren,uçak, yürüyüş farklı bir yerlerde hayatın akışı insanı içindeki döngüden çıkarıyor.Kesif yazılarınızı bekliyoruz ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh keşif yazıları ahh.. İnşallah en kısa zamanda olsun o vakit :))
      Güzel yorumların için de ayrıca teşekkür ederim :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...