29 Temmuz 2015 Çarşamba

Karadeniz.. Rüzgarlı Deniz..





Çocukluğumun tüm yazları Karadeniz’de geçti benim. Hatırladığım en güzel akşamlar hep dalga sesleriyle süslendi. Her sabah uyanır uyanmaz heyecanla denize bakmaya koşan bir çocuktum ben. Ne ara o kadar zaman geçti bilmiyorum ama, dediklerine göre büyüdüm. Denizden uzak bir şehirde buldum kendimi. Günlerin birinde öyle çok özledim ki denizi, dalgaların sesini dinlemeyi, olur da hatırlarım belki diye kapadım gözlerimi o büyük şehirde.

Ben öylece beklerken  uzaklardan gelen ve belki de şehrimden sadece geçmeyi planlayan Rüzgar, beni görüp, halime acımış acımış olacak ki, kulağıma çok az insanın bildiği bir masalı fısıldamaya başladı..

Eskiden, uçurum kenarlarına “ev” diyenlerin zamanlarında herkesin birbirini tanıdığı bir köy varmış. Erkekler denizden, kadınlar topraktan anlarlarmış. Gündüzleri erkekler dalgalarla boğuşup evin geçimi için balıkçılık yaparken, kadınlar topraklarına bakar, ailenin ihtiyacı için eker biçerlermiş.

Günün birinde köyün herkes tarafından sevilen genç balıkçısı çıktığı denizde, denizle bir olmuş. Nasıl olmuş, neden olmuş kimse anlamamış. Zaten kıyıya vurmasaymış tekne parçaları, kimse köyünü bırakıp gittiğine inanmaz, yıllar da geçse geleceği günü beklermiş.  Ama kıyıya vurmuş teknesinin parçaları.. Hem denizi, hem genci sevenler kendilerini avutmak için, “demek ki çok sevdi deniz onu, aldı bırakmadı” demişler.  Kendilerini avutmuşlar avutmasına da bilmezlermiş ki denizin onu sevdiği kadar seven bir de Rüzgar kızın olduğunu. Rüzgar öyle sevmiş ki genci, kıyıya vuran tekne parçalarına rağmen her akşam limanda beklemiş sevdiğini. Akşam olup gelmediğini gördüğünde, vazgeçmez “yarın” dermiş kendi kendine.. Hem de her seferinde..  

Kocaman çınarlar önce yeşermiş sonra sararmış.. Zaman geçmiş, mevsimler değişmiş ama gelmemiş sevdiği..  Rüzgar zayıflamış, yorulmuş, hatta hastalanmış ama bırakmamış limana her gün gitmeyi. Yine bir gün limanda beklerken sevdiğini, ansızın ayağına vuran su “boşuna bekleme, gelmeyecek sevdiğin” demiş. Rüzgar esmiş gürlemiş denizdeki minik dalgalara bağırmış, “gelecek! Bir gün biz bir olacağız!” Günler günleri kovalamış, Rüzgar’ın ayağına değen Deniz her gün gelmeyecek demeye devam etmiş. Deniz bile acımaya başlamış inatla sevdiğini bekleyen kızın haline. Dayanamamış, ayağına değip “ey Rüzgar kız, denizde saklanmıyor ki, Deniz oldu senin sevdiğin.. Gel..” demiş. Her gidişin de aynı kıyıya “gel, sevdiğin seni bekliyor” demeye başlamış deniz..  

Acı doluymuş Rüzgarın kalbi, özlemi kalbini acıtıyormuş. Bir gün acısını dindirecek tek şeyin Deniz’le buluşmak olduğunu anlamış. Evim dediği uçurumdan, kendi halinde sessizce sevdiğini  bekleyen denize bakmış. Gülümsemiş ayağının altında bekleyen Deniz’e.

Önce yemenini bırakmış ellerinden. Savrulan yemen, sıyırmış denizi, takılmamış ağaçlara. Düşmüş köyün tam ortasına. Yemeni tanıyanlar önce şaşırmışlar. Etrafa bakıp kızın yemene doğru koşmasını beklemişler. Kimse gelmeyince anlamışlar kızın da genç gibi artık gelmeyeceğini. Avutmak için kendilerini “adı gibi rüzgar onu o kadar sevdi ki, aldı götürdü, o şimdi istediği her yerde” demişler kendi aralarında.

Kimse öğrenememiş başlarına gelenleri.. Bazıları gencin Deniz, kızın Rüzgar olduğuna inanmış... Demişler ki o günden sonra, “bu iki sevdalı ne zaman özleseler birbirlerini, ne zaman karışmak isteseler birbirlerine Rüzgar eser, Deniz  gürlemiş. Herkesin korktuğu o dalgalar aslında bu iki gencin kavuşmasıymış..” 

O günden beri deliymiş Karadeniz.. O günden beri Rüzgar da Deniz de durulmamış, Kavuşmak için uğraşmış.. Uğraşmış..

Hani derler ya başka denizlere benzemez Karedeniz. Korkutur.. Hatta adımını atanı önce uyarırlar, “dalgalıdır, tehlikelidir” diye. İşte onun da bir öyküsü varmış ve tek derdi birbirlerini deliler gibi seven Rüzgar’la Deniz’i buluşturmakmış.



3 yorum:

  1. Karadenizli olmayip, karadeniz de yasayan biri olarak, yazdiklarinizdan etkilendim. Bizim icin karadeniz gri, dalgasi ve rüzgari eksik olmayan bir deniz iken, sizler icin hayat demek.

    YanıtlaSil
  2. Gercekten hayat demek.. Hayallerimiz, umitlerimiz, gecmisimiz.. Dalgali denize girilir mi ya diyenlerin yanindan "viaaa yapıcaaaam" diye kosarak gecen cocuklariz biz. Kokusu bile farkli.. Ben 10 yil izmirde yasayip izmire asik olamadim. Ama Akcakoca.. Apayri.. :)

    YanıtlaSil
  3. Karadeniz...masal gibi bir yer

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...