14 Nisan 2015 Salı

Babam...

Küçükken babam her iş seyahatine çıktığında rüyalarımda onun öldüğünü görürdüm. Ya kucağımda son nefesini verirdi ya da öldüğü haberi hiç ummadığımız bir anda bize gelirdi. Uyanıp ağlayarak anneme rüyamı anlattığımda annem "ömrünü uzatmışsın kızım" derdi. O gelene kadar içim rahatlamaz, geldiğinde de babama sıkı sıkı sarılır, gerçekten ömrünü uzattığımı düşünürdüm. 

Yıllar yıllar sonra, artık rüyalarımda öldüğünü hiç görmezken bir anda terk etti babam bizi.. Ansızın.. Gideceği hiçbirimizin aklına gelmezken hem de.. Daha bir hafta önce, 6 Nisan'da, babam bize veda ettiğinde keşke küçükken gördüğüm o rüyaların içinde olsaydım dedim kendi kendime. Keşke o rüyadan uyanıp, ona sarılıp onu ne kadar sevdiğimi söyleyebilseydim.. Ama yapamadım.. 

Şimdi size kötü bir dilek gibi gelebilir ama ben de size bir rüya diliyorum. Sevdiğinizin sizden alındığı, kalbinizin asla kaldırabileceğini düşünmediğiniz bir yükün altına girdiği bir rüya.. Üzüntüden nefes almanız zorlaşsın, çığlıklar atmak isteyin ama sesiniz bile çıkmasın.. Öyle çok ağlayın ki gözlerinizden artık yaş gelmesin ama kalbiniz durulmasın.. Dalgalansın, çıkmak istercesine çarpsın göğüsünüze.. Tam da ben artık nasıl yaşarım şimdi derken uyanın..

Rüyaymış diyin.. Ama içinize sinmesin.. Gidin, sevdiğinize sarılın. Öyle sıkı sıkı sarılın ki varlığını, sıcaklığını asla unutmayın.. Seni seviyorum deyin.. İyi ki varsın deyin.. Dilinizin ucunda kalmasın hiç biri.. 

Babam gitti.. Benimse kalbimde kocaman bir ağrı, dilimin ucunda uzun zamandır söylenmemiş, "seni çok seviyorum" kaldı... 

Sevdiğiniz biri öldüğünde kalbinizde tam 40 mum yanarmış. Son bir mum kalana kadar her gün bir muma üflenirmiş. Kalbinizde kalan son mum da asla sönmezmiş. Sanırım benim yapabileceğim tek şey de bu.. İçimde asla sönmeyeceğini bildiğim muma her gün onu ne kadar sevdiğimi söylemek.. Onun beni bir yerlerde duyduğunu umarak, her gün bıkmadan tekrarlamak..

Seni çok seviyorum Babam..





5 Nisan 2015 Pazar

Kendini Bana Getir..

Sanırım bir şeyi sanat yapan onda kendinizi ne kadar bulduğunuzla doğru orantılı.. Handan Börüteçene'yle İstanbul Modern'deki sergide tanıştım. Önce bunlar da ne yahu diye yaklaşsam da şiirini okuduktan sonra her bir bavula dokunmak istedim.. Her dokunuşumda da içimden "umarım getirmen gerekeni getirebilmişsindir" demeden de edemedim...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...