Hayat en çok gezince güzel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayat en çok gezince güzel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Aralık 2015 Çarşamba

Hallooo Amsterdam!

Biipp biiipp.. (Karavanımla yanınızda duruyorum. Kocaman direksiyona sarılmışım içeriden mutlu mutlu müzikler geliyor.) “Eeee ne duruyorsun? Hadi atla Amsterdam’a gidiyoruuuzz!!” diyorum. Ne dersiniz, benimle Amsterdam'a gelir misiniz? ;))

Son zamanlarda dünyam pause tuşunda takılı kalmıştı, madem zamanım var, vizelerim var tutmayın beni dedim ve kızların gazıyla attım kendimi yollara. Önce Frankfurt’a gidip çocukluk arkadaşlarımla buluştum, sonra birlikte arabayla düştük yollara.  O kadar çabuk gelişti ki her şey elimizde bir yol haritası (bakınız resme), güle oynaya çıktık yola. Tabii üç saat yanlış yolda gidip geri dönmemiz de bize güzel bir anı olarak kaldı ;)) Siz siz olun navigasyon olmadan çıkmayın otobana.. 


 (Çantamdaki süsleri bir yerden hatırlayan var mı? Bakınız reçineden ıvır zıvırlar tarifine. )

28 Haziran 2015 Pazar

Hiç usanmadan..

Neresinden baksam güzel şeyler görmeyi başardım hayatta. Sadece sanki bu aralar, "hadi koçum, bakalım sıradaki parkur da ne halt edeceksin" dercesine sırtıma vurup, survivor parkurlarının pabucunu dama attıracak bir döneme yolladılar beni. Ayılıp bayılıp vazgeçmeler inanan insanlara göre değil, hala şükredecek o kadar şey görüyorken kendimi korkularım arasında telef etmek istemedim. Hani insanların korkuları tamamen kafalarında derler ya... Ben de baktım kafamda tedirginlik, üzgünlük, korku dolu kocaman bir havuz var, parmak ucunda yürüdüm kıyısından ve uzaklaştım gerçekliğimden. Zaten ne zaman başım sıkışsa aynı şeyi yapıp, "hadi bana eyvallah" diyebilecek kadar cesur ya da aptal olabiliyorum. Cesur ya da aptal olduğumu ancak zamanın göstereceğini de bildiğimden şimdi tasalanmanın hiç bir faydası yok. 

Yine parmak ucumda gerçeklikten sıyrılmışken ve evde beni kendime getirecek kağıt parçalarıyla buluşmuşken gözüme pasaportum ilişti. 10 yıllık Amerika vizem, iş seyahati için daha yeni alınmış bir yıllık schengenim sanki öylece beni bekliyorlar. En büyük korkum da onları ziyan etmek. İtiraf etmeliyim, olduğu yerlere hiç sığamayan biri olarak çekip gitmeler, yollarda kaybolmalar hep kalbimde. Hayat arkadaşıyla varını yoğunu satıp yollara düşen insanlara bir tek ben özenmiyorumdur herhalde.. Düşünsenize bir.. Koskoca dünya sadece bir süreliğine olsa da eviniz..  

Şu sıralar ailemin bana hiç olmadığı kadar ihtiyacı olduğunu bildiğimden, dünkü karşılaşmadan sonra kalbimi parçalayarak pasaportumu çekmeceye koyup kalbimdeki gitme arzusunu susturabilirdim. Yapamadım.. Hayat bize verilen bir hediye ise, bir şeylerden korkmak sanırım bu hediyeyi ziyan etmekten başka bir şey değil.. Ben de pasaportumu en görünen yere koyup, şimdi olmasa da ileride bir gün gideceğim güne minicik heyecanlar katıp, kendime aldığım ufacık bir hediyeyle o güne bir hazırlık daha yaptım. Gittim kendime hemen komşumuz olan LC Waikiki’den beyaz keten bir ayakkabı aldım. Planım şu.. Bir gün o büyük seyahate çıktığımda bu ayakkabı ayağımda olacak ve adım attığım her yerin ismini, gördüğüm en güzel şeyleri elimden geldiğince üzerine çizeceğim ve benim için o günleri anımsatan harika bir anı yaratacağım.. Bu güne kadar kendime çok az söz verdim ve hepsini itinayla tuttum. Bu da kendime bir sözüm olsun.. Siz de şahitlerim.. Bu ayakkabı da pasaportum gibi odanın en görünen yerinde. O seyahate kadar bu ayakkabıyı asla giymeyeceğime dair verdiğim söz de aklımın bir köşesinde..


22 Eylül 2014 Pazartesi

#HayatEnÇokGezinceGüzel - Fethiye, Yamaç Paraşütü

Sizin listeniz var mı? Hani şu ölmeden önce kesinlikle yapmanız gerekenler listesi.. Benim çok da uzun olmayan bir listem var. Baktım günler sadeleşiyor, anlamsızlaşıyor, hemen "ohooo daha yapacağın çok şey var, sakın koy verme kendini" diyorum en tehditkar sesimle. Listem sağolsun kendime geldiğim çok oldu. Maddelerin bazıları bana meydan okuyan, bazıları bana cesaret veren ama çoğu benim ben olmama neden olan şeyler. Örneğin sevdiklerimle çıkıp sahilleri dolana dolana tatil yapmak, yollarda olmak, bir süre hiç düşünmeden yaşamak da bir maddeydi. Tıpkı yamaç paraşütü yapmanın maddelerde olduğu gibi.. ;))

Tatil planımızın son durağı Fethi'yeydi. Yani yamaç paraşütünün merkezi. İlk gelişimde zaten bu fırsatı kaçırmıştım, ikincisinde kaçırmam mümkün bile değildi. Gittik hemen konuştuk firmalarla. Dedim ya Fethiye bu işin merkezi. Firmaların hepsi profesyonel, kurallar dahilinde uçuşlarını gerçekleştiriyorlar ve çok da yoğunlar. Çoğu firmayla konuştuktan Gravity firmasıyla uçmaya karar verdik. Firmayı şu ünlü videoyla hatırlarsınız belki ;)

Baba dağından yapılan uçuşlara talep çok, eğer böyle bir planınız varsa gider gitmez rezervasyon yaptırın yoksa yer bulmakta zorluk çekebilirsiniz. Uçuş fiyatları genel olarak 230-270tl arasında. Buna ek olarak  sigorta için çekilen video ve resimleri almak istiyorsanız onlar da 120-150 tl arasında. Video ve resim ücretlerini pilotunuzla (eğer onlar pilotsa tabii) görüşüyorsunuz. Acentalar kesinlikle karışmıyorlar. Toplama baktığınızda biraz tuzlu gelebilir ama inanın mükemmel  ve kesinlikle unutmayacağınız bir deneyim. Yahu nelere paralar harcıyoruz, yok kızları tavlamak için lüks yerlere akıtılan paralar, yok erkekleri tavlamak için kuaföre akıtılan paralar.. Yaşadığınızı hissetmek için birazcıcık para harcamışsınız çok mu? ;))

15 Eylül 2014 Pazartesi

#HayatEnCokGezinceGuzel - Saklıkent, Gizlikent Şelalesi

Yollara düşmüşken birinci kuralınız her zaman spontene olmak ve gittiğiniz, gördüğünüz her yerde alabildiğiniz en yüksek keyfi almak sanırım. Yani bizim turumuzun kuralı buydu.. ;)) Saklıkent için genelde yahu ne yapacaksınız orada deseler de o kadar yakınına gelmişken, görmeden gitmeyelim dedik, iyi ki de gittik ;) 


Saklıkent’in mazisi çok da eski sayılmaz. Orada anlatılanlara ve internette yazılanlara göre bir çoban hayvanlarını gezdirirken bulmuş ve bulduğu cenneti etraftakilere anlatmış. Ünü artınca milli park ilan edilmiş ve turistlerin ilgisi gün geçtikçe artmış. Her ne kadar turistik gibi algılansa da aslında burası tamamen doğal biraz da zorlu bir yer. Yani ben derim ki hazırlıklı gelin. Nasıl mı? 

5 Eylül 2014 Cuma

#HayatEnCokGezinceGuzel - Kaş (harfleri karıştır, al sana Aşk;))

Müziksiz anlatılamaz buralar.. Önce plaaay ;)



Ah Kaş ah.. Sevmek değil, bir yere aşık olunabileceğinin tam olarak kanıtı benim için.. Buralara daha önceden hiç gelmemiş bile olsanız size eviniz hissini veren sokakları, her gün yüzünüzü görecekmiş gibi davranan esnaflarıyla her şey öyle içten, öyle güzel ki.. Belki garip gelecek size ama burada her şey size gülümsüyor gibi. :)) 


1 Eylül 2014 Pazartesi

#HayatEnCokGezinceGuzel - İlk durak Dalyan, Köyceğiz

Uyarı: Sevgili ve pek değerli okur, eğer koca yazı çalışarak geçiren emekçi kardeşlerimizdensen, bu yazı dizisinin sana bazı yan etkileri olabilir. Mesela okuduktan sonra sana seslenen patronuna sesli küfürler savurabilir ve elindeki sivri cisimlerle yanına doğru ilerleyebilirsin. Ben derim ki sen önce tatil iznini hallet sonra plan yaparken bu yazıları oku ;) Ha illa okuyacağım diyorsan, günah benden gitti der anlatmaya başlarım orası da ayrı ;)) 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...