Neresinden
baksam güzel şeyler görmeyi başardım hayatta. Sadece sanki bu aralar, "hadi koçum, bakalım sıradaki parkur da ne halt edeceksin" dercesine sırtıma vurup, survivor parkurlarının pabucunu dama attıracak bir döneme yolladılar beni. Ayılıp bayılıp vazgeçmeler inanan insanlara göre değil, hala şükredecek o kadar şey görüyorken kendimi korkularım arasında telef etmek istemedim. Hani insanların korkuları
tamamen kafalarında derler ya... Ben de baktım kafamda tedirginlik, üzgünlük,
korku dolu kocaman bir havuz var, parmak ucunda yürüdüm kıyısından ve
uzaklaştım gerçekliğimden. Zaten ne zaman başım sıkışsa aynı şeyi yapıp, "hadi
bana eyvallah" diyebilecek kadar cesur ya da aptal olabiliyorum. Cesur ya da aptal olduğumu ancak zamanın göstereceğini de bildiğimden şimdi tasalanmanın hiç bir faydası yok.
Yine
parmak ucumda gerçeklikten sıyrılmışken ve evde beni kendime getirecek kağıt
parçalarıyla buluşmuşken gözüme pasaportum ilişti. 10
yıllık Amerika vizem, iş seyahati için daha yeni alınmış bir yıllık schengenim sanki öylece beni
bekliyorlar. En büyük korkum da onları ziyan etmek. İtiraf etmeliyim, olduğu
yerlere hiç sığamayan biri olarak çekip gitmeler, yollarda kaybolmalar hep
kalbimde. Hayat arkadaşıyla varını yoğunu satıp yollara düşen insanlara bir tek
ben özenmiyorumdur herhalde.. Düşünsenize bir.. Koskoca dünya sadece bir süreliğine olsa
da eviniz..
Şu sıralar ailemin bana hiç olmadığı kadar ihtiyacı olduğunu
bildiğimden, dünkü karşılaşmadan sonra kalbimi parçalayarak pasaportumu
çekmeceye koyup kalbimdeki gitme arzusunu susturabilirdim. Yapamadım.. Hayat
bize verilen bir hediye ise, bir şeylerden korkmak sanırım bu hediyeyi ziyan
etmekten başka bir şey değil.. Ben de pasaportumu en görünen yere koyup, şimdi
olmasa da ileride bir gün gideceğim güne minicik heyecanlar katıp, kendime aldığım ufacık bir hediyeyle o güne bir hazırlık daha yaptım. Gittim kendime hemen
komşumuz olan LC Waikiki’den beyaz keten bir ayakkabı aldım. Planım şu.. Bir
gün o büyük seyahate çıktığımda bu ayakkabı ayağımda olacak ve adım attığım her
yerin ismini, gördüğüm en güzel şeyleri elimden geldiğince üzerine çizeceğim ve
benim için o günleri anımsatan harika bir anı yaratacağım.. Bu güne kadar kendime
çok az söz verdim ve hepsini itinayla tuttum. Bu da kendime bir sözüm olsun..
Siz de şahitlerim.. Bu ayakkabı da pasaportum gibi odanın en görünen
yerinde. O seyahate kadar bu ayakkabıyı asla giymeyeceğime dair verdiğim söz de aklımın bir
köşesinde..
Can-ı gönülden neye inanıyorum
biliyor musunuz? İnsan ancak ilk kez gittiği yerlerde, yeni tanıştığı insanların
arasında kendini tanıyabiliyor. Sınırları olmadığını anladığında daha cesur
oluyor. Bu tip yolculuklar dünyanın ne kadar büyük olduğunu, kendi gibi
insanların ne kadar çok olduğunu gösteriyor size. Sakın yanlış anlamayın.. Bu
sizi, ya da yaşadığınız yeri küçültmüyor, basitleştirmiyor. Aksine sizi
özgürleştiriyor. Sizi en çok da içinizdeki “şimdi s*çtın” diyen sesten
kurtarıyor. "Bak bu kadar insan neler yaşamış, yaşıyorlar.. Hayat devam ediyor" dedirtiyor..
İşte bu
yüzden gitmeler benim için kendime verebileceğim en güzel hediye.. O günlerden,
yapacağım sayısız yolculuktan vazgeçeceğime, o günlere kendimi hazırlamak bana daha
anlamlı geliyor. "Amaann nerede" deyip tembellik edeceğime, "evet bir gün kesinlikle yapacağım" demek çok daha cesur bir
hareket gibi geliyor bana.
Geçenlerde eski yazılarıma
bakıyordum. Hep yanımda olan kumral dalgalı saçlı adam için yazdığım yazıyı okuyup
iyi ki yazıyorum dedim kendi kendime. İyi ki onu hiç utanmadan buraya yazıp, kendime çok güzel bir
anı, yanımdan asla ayrılmayan bir adam yaratmışım... Mesela şimdi böyle bir
seyahate çıksam, onu da yanıma alıp, en güzel koylarda onunla yüzer, tarihin
en güzel miraslarına birlikte dokunur, yeni tatları birlikte tadar ama en önemlisi en güzel günlerin
batışını büyük bir umutla birlikte, sarmaş dolaş izleriz..
Bazı şeylerin düşüncesi bile
kalbinizi sıcacık yapar ya, işte bu yazıyla benim amacım da o.. Hem kendi kalbimi hem de
sizin kalbinizi sıcacık yapabilmek..
İyi ki varsınız ve hayallerimin
bir parçasısınız.. Şimdi hayallerin gerçek olacağı günleri birlikte bekleyip, hiç usanmadan yaşama zamanı..
Sevgiler,
Buket
=) hayatı, kitap kahramanı gibi yaşayabilen insanlara bayılıyorum.
YanıtlaSilUnutmadan... bir gün Zürih'e de git mutlaka =)
YanıtlaSilHayatı kitap kahramanı gibi yaşan insan sanırım ömrüm boyunca duyduğum en güzel iltifat.. :)) Bence bi gün hep beraber gitmeliyiz. Düşünsene, birbirini tanımayan ama bir sürü ortak yönü olan insanlar hava alanında toplanıp kendilerini bir maceraya atıyorlar. Mis :))
SilBen varım =)
SilYaaa... :)) Gördüğün gibi ayakkabım bozuk paralarım, pasaportum tamam. Annemi iyileştiriyim, şu havalanında ol diyin yeter.. ;)) Ne kadar güzel olur aslında.
Silmy dream?To travel the WORLD.Ben de variiiiiiiiiiimmmm
SilÖncelikle fotoğraflara bayıldığımı söyleyeyim. Çünkü; ilk önce onlara baktım kıh kıh kıh..
YanıtlaSilBugün okuduğum kitapta çok güzel bir cümle vardı ve çok etkilendim. Cümleyi tam ve doğru yazmak için kalktım odadan kitabı aldım geldim koltuğa kuruldum yine. Diyor ki;
"En küçük eylemler, en cesur niyetlerden daima daha iyidir."
Senin bembeyaz çok şirin ayakkabılar alman, Let's Go kumbaran, pasaportunu her gun görebileceğin bir yere koyman harika eylemler.. Seyahat sonrası ayakkabının anı olarak kalması çok şahane bir fikir bu arada :)
Kalpten ve enerji ile istenen, yapılan her şeyin gücüne çok çok inanıyorum ve sen bu seyahate çıktığında ben senden ne istesem diye düşünmeye başladım şimdiden :DD
Bu arada sana bir telefon kadar yakınım. Sadece sevinçlerimizi değil, sıkıntılarımızı, üzüntülerimizi de paylaşmak için burdayım. Muaaaahhh ..
Sen onu bırak da ne zaman geliceksin bana onu söyle Özleemm.. Bak sana aldığım hediyeleri paketliyeli resmen aylar oldu. İçinde neler olduğunu unuttum yahu.. Gel artık, konuşcak, dertleeşcek çok şey var..
SilŞu an en yakın ihtimal bayramda görünüyor kuzum çok biriktirdik, hepsini konuşacağız geldiğimde. ;)
SilBayramda da biz yokuz işte :( Pef :(
SilYoktur aynı hayali kurmayan bence ama en ufak bir harekete geçme gösteren az kişi var. :D ayakkabım parçalana kadar dolaşmak sadece bir küçük çantayla gezmek çok istedim ama yapmak için hiç çaba yok. Ama sende kocaman bir umut ışığı gördüm. Mesela fotoğraftaki para biriktirme olayı bende hiç olmaz. sen atımış ve harcamamayı başarmışsın.
YanıtlaSilAilenin sana ihtiyacının olmadığını anladığın ilk dakika hayallerini gerçekleştir. Benim içinde o ayakkabı parçalana kadar geri dönme :D
Eğer yapmak için çaba yoksa şöyle düşünmek lazım, demek ki yaşadığın hayatta seni mutlu eden şey çok, gitmeye ihtiyacın yok.. Ne mutlu sana :))
SilSöz bir gün bu yola çıktığımda beyaz ayakkabımın altına ismini yazıcam.. Darısı senin başına diye ;)))
Ne yaptın ? Uzaklaşmak için sorunları halledebildin mi? Var mı yakın zamanda yolculuk?
SilYakın zamanda minicik bir Akçakoca var.. Ama onun dışında hayallere daha var sanki. Hoş belli de olmaz.. ;))
SilBenzer hayaller herkesin zihninde ki beyaz perdeyi süslüyor fakat çoğu insan tüm bunların birer 'hayal' olduğunu da baştan kabul ettiği için hiçbir çaba sarf etmeye gerek duymuyor. Oysa kalksa oturduğu yerden, 'yapacağım' dese, bir adım atsa... Atmıyorlar. Gerçekleşme ihtimali için çaba gösterilmesi gereken iyi şeylere hayal denir yerine gerçek olması muhtemel olmayan şeylere hayal deniri benimsiyor onlar... Bu yüzden kaybediyorlar.
YanıtlaSilAma gördüm ki sen inanmışsın, kalkmışsın, adım atmışsın ve yapacağım diyorsun...
Yapacaksın.
Sen bu hayalini gerçekleştirip buraya yeni şeyler yazdığında gelip altına ukalalık olsun diye 'ben demiştim' diyeceğim :))
Ve ben de ilk kez bir "ben demiştim"e kısık gözlerle bakıp kızmayacağım :))
SilTarifsiz bir duygu aslında bu.. Seninle aynı hayalleri paylaşan insanların olması.. Ya da seni hiç tanımasa da "yapacaksın" demesi.. Bu bloğun bana en büyük kıyağı bu oldu.. Yüz yüze geldiklerime bahsettiğimde "yav bırah" diye alaya alacağı şeyleri, hiç tanımadıklarımla paylaştığımda sırtımda "hadi koçum yaparsın sen" diye vurduklarını hissedebiliyorum..
Ne diyim..
Çok teşekkür ederim Erdi.. :))
Ne kadar tatlı bir fikir bu ayakkabı fikri attım hafızaya :) her yolculuk insanın kendini tanıması için kesinlikle en iyi firsat neresi olursa olsun tren,uçak, yürüyüş farklı bir yerlerde hayatın akışı insanı içindeki döngüden çıkarıyor.Kesif yazılarınızı bekliyoruz ;)
YanıtlaSilAhh keşif yazıları ahh.. İnşallah en kısa zamanda olsun o vakit :))
SilGüzel yorumların için de ayrıca teşekkür ederim :)